Hisler, insanı yükselten aynı coşkuda alçaltan…
His, hissetmek denildiğinde akla direkt gelen ikili ilişkileri şu an için uzanabileceğimiz bir rafa kaldıralım.
Başka bir şeyden bahsedeceğim çünkü, iç yolculuklardaki hislerden, kendini kendindeki meziyetleri keşfetmenin yarattığı hislerden… Burada meziyet kelimesini kendi keşfinize yaptıklarınıza göre değiştirebilirsiniz.
İlla kendimde bir şey keşfetmem, üretmem şart mı diyebilirsiniz, kuralı yok herkes dilediği yolda gitmekte veya yola hiç çıkmamakta özgür.
İç dünyanız bir şey yapmamayı istiyorsa dış seslere kulaklarınızı kapatabilirsiniz. Soranlara “hiç yapıyorum” dersiniz. İç sesiniz sizi bir şeylere itiyorsa da mutlaka kulak verip kendi yolunuzu bulmalısınız.
Fakat siz siz olun, bir akım var diye proporsiyonunuza uymayan giysileri de hobileri de üzerinize uydurmaya çalışmayın. Bunun tam olarak nedenini yaptığım küçük bir araştırma ile anlatacağım. Bire bir hislerini öğrendiğim insanların, içsel doyuma nasıl ulaştıklarını yollarının onlara ne kattığını okuduğunuzda, yapmış olmak için yapmadıklarını bu sebepten başardıklarını idrak edeceksiniz. Çıktığınız yol ne olursa olsun ruhsal bir tatmin istiyorsanız tam olarak ne istediğinizi bilmeniz istikrarlı olmanız gerekiyor.
Bir müzisyen müzik yaparken hissettiği sıkışmışlık ve acı hissini akortlara aktardığında, yaşamın içinde yüzleşmek istemediği hislerle yüzleşip diplere dalıp ruhunu beslemenin bir yolunu bulmuş oluyor. Acı ile harmanlanmak acıyı müziğe evirmek müthiş tatminler ve keşifler sağlıyor.
.
Bir tasarımcı, kendini zaman yolcusu olarak adlandıran bir tasarımcı, duvarlara yaptığı resimleri duvardan duvara boyutlar arası yolculuk gibi, diye ifade ederken 500 yıl sonra resimlerinin toprak altından çıkacağını insanların ziyarete gideceğini hissettiğini ekliyor.
.
Bir yogi benim yogam benim yaşamım hisleriyle geçtiği matında, başkasının matı ile ilgilenmediğin an doğru pozdasın düşüncesiyle ruhunu besliyor. Tıpkı başka yaşamlar ile değil kendi yaşamımızla ilgilenmemiz gerektiği gibi.
Başlarken dik başlayıp bitişte bir ceset pozisyonunda olması faniliği idrak ettiren bir yolculuk. Her pozisyonun rahatça yapılamaması, defalarca denenmesi istikrarın hatta bir nevi burun sürtmenin ayrı bir yolu.
.
Bir ressam, tuvalin karşına geçtiğinde dünya ile ilişkisini kestiğini, renklerin ve yaptığı resmin içinde gezip yaşadığını hissettiğini söyledi.
.
Bir yazar, tüm hislerini aktararak yazmanın terapi gibi olduğunu, insanlara söyleyemediklerini kalemi ile paylaştığını, hayal dünyasını veya bildiklerini yazarak aktarmanın ruhunu uçurduğunu ifade etti.
Yaşanmış ve yaşanamamış duyguları yazmak tarifsiz bir doyum diye ekledi.
.
Bir şair, şiirin beyninde melodik olarak döndüğünü ve kalbinin dans ettiğini söyledi.
.
Hislerini okuduğunuz insanlar, hobi olarak yaşam felsefesi olarak veya meslek olarak devam ettiriyor kendi yollarını. Ne istediklerini bilerek devam ettikleri yollarında böyle derin hisler hissetmeleri onları hem doyuma hem kişisel beslenmeye götürüyor.