5 Ocak 1943 tarihinde Ankara’da doğdu. Aslen Diyarbakırlıdır. Henüz 1,5 yaşındayken anne ve babası ayrılan Özdemiroğlu, üvey annesi ile büyüdü. Öz annesini 13 yaşındayken tanıdı. Öğretmen olan babası ve üvey annesi müziğe meraklıydılar. Attila Özdemiroğlu küçük yaşlarda müziğe karşı ilgi duymaya başladı. Babası da oğlunun müziğe karşı olan ilgisini hep destekledi. 6 yaşındayken mandolin çalarak müzik hayatına adım attı. Ankara Atatürk Lisesi’nde öğrenciyken keman, flüt, trombon, çello, viyola ve piyano çalmaya başladı. Doğuştan müzik yeteneğine sahip olan Özdemiroğlu, 12 yaşında profesyonel olarak keman çalmaya ve para kazanmaya başladı.
1966 senesinde Durul Gence orkestrası ile çalışmaya başladı. Daha sonra çeşitli orkestralarda görev aldı. O yıllarda Tanju Okan, Yurdaer Doğulu, Berkant’la birlikte ‘’Jüpiterler’’ grubu kurmuşlardır. 1983 yılına kadar orkestralarda çalmaya devam etti.
Besteci ve aranjör olarak çeşitli eserlere imza atan Özdemiroğlu, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer, Kayahan, Uzay Heparı, Onno Tunç gibi isimlerle çalıştı.
Yedi Kocalı Hürmüz, Beyoğlu Beyoğlu, Fosforlu Cevriye gibi tiyatro oyunlarının müziklerini hazırlamıştır. Ajda Pekkan’ın Petrol şarkısı ve Ağır Roman gibi filmlerinde müziklerini yapmış, Eurovision şarkı yarışması için bestelerde düzenlemiştir. 2009 yılında 42. Sinema Yazarları Derneği Ödüllerinden en iyi film müziği ödülünü aldı.
200’ü aşkın şarkı, 60 film müziği, 14 müzikal ve yaklaşık 3 bin reklam müziğinde imzası vardır. 7 adet Altın Portakal Ödülü’nün sahibidir.
Türkiye’nin en iyi müzisyenlerinden biri olarak tanıdığımız Attila Özdemiroğlu, aynı zamanda 4 yılı profesyonel olmak üzere 10 yıl pilotluk yapmış, 4 yıl hukuk okumuş bir isim. Türkiye’de fikri hakların ve sivil havacılığın gelişmesine katkı vermiştir.
Tüm yeteneklerine rağmen mütevaziliğini koruyan Özdemiroğlu; ‘’ Yetenek küçük yaşta geliştirilen ilginin adıdır. Çalışıp yeteneklerinizi geliştiriyorsunuz. Fazladan bir yeteneğim olduğunu düşünmüyorum ama belki bir tetikleyici var’’ demiştir. Kendisini tetikleyen şeylerden birisinin babası olduğunu ve onu çok desteklediğini belirtmiştir. Üvey annesini çok sevmesine rağmen aile içinde hissettiği yabancılık hissinin, küçük yaşta hayatı kendi kendine yorumlamaya ittiğini ve beynini geliştirdiğini söylemiştir.
Özel hayatından bahsederken, güçlü kadınları severim, hep zor kadınlarla birlikte oldum. Toplumsal ezberlerin dışında yaşamayı becerebilen kadınlardı ve hepsi çok güzeldi demiştir. Ayla Pelit, Füsun Önal, Lale Mansur, Hepgül Hepbir ile evlenmiş, Müjde Ar ile 15 yıl birlikte yaşamıştır. Evliliklerinden 4 çocuğu olmuştur.
Aşk yaşamı yoğun olan Özdemiroğlu; ‘’bütün ilişkilerimde biri bitmeden diğeri başladı, duygu bitiyor evlilik bitmiyor sonra bir başkasıyla ilişki başlıyor’’ demiştir.
Bir röportaj sırasında; ‘’parayla ilişkiniz nasıl’’ sorusuna şöyle cevap vermiştir;
‘’800 metrelik içinde bahçesi, havuzu, özel stüdyomun olduğu evimde oldu. Gerçek değer insanın üzerinde taşıdıklarıdır. Şu anda evim de yok, arabam da. Para ile ilişkim pek başarılı değil.’’
‘’Çocuklarınıza bir şey bırakamayacaksınız o halde’’ dendiğinde ise verdiği cevap tüm ebeveynlere yol gösterecek nitelikte olmuştur; ‘’ Yat kat üç günde yok olur gider. Onları yaşama karşı donanımlı olacak şekilde hazırladım. Lara müzisyen oldu, Lidya yazar olma yolunda. Sarp yazılım mühendisi, müzisyenliğe döndü. Yaprak’ı biliyorsunuz. Telif haklarım kalacak onlara. Hepsi erdemli insanlar oldu.’’
Daha yapılacak çok iş var, ikiz kızlarım henüz 19 yaşında onları büyütmek istiyorum. Film müziklerimden 5-6 albüm yapmak istiyorum, müzikal yapmak istiyorum dediği dönemde bir yandan da akciğer kanseri ile mücadele ediyordu. 20 Nisan 2016’da düşüp bel kemiğini kırdı ve ameliyat sonrası hayatını kaybetti.
Attila Özdemiroğlu unutulmaz aşk şarkılarını unutulmaz aşklar yaşayarak yapmış. Öyle ki, kanser teşhisi konduğunda hayatına giren kadınlar evine gelmiş, senin için ne yapabiliriz diye sormuşlar. Ayrılsalar da, hastalıkta ve sağlıkta sözlerini unutmamışlar.
Aşk gibi aşklar yaşanmış!