Çocukluğunda hatırlayabildiği kadar geriye gitmek hafızasını sonuna kadar zorlamak istiyordu.
Mutluluğa dair bir kırıntı bile anımsamak ona çok iyi gelecekti, ailesinin bir arada olduğu anları hatırlamak için çok zorlaması gerektiğini bilse de yine de istiyordu.
Geçmişe dönmenin bedelini sonuna kadar göze alıp başlamıştı kendi hayali filmini izlemeye…
Çocuk dünyasında ki umursamazlık, masumiyet, hiç yorulmamak ona ne kadar da yabancıydı, tebessümle izlemeye devam etti.. Anımsadığı çocukluk arkadaşları birlikte güldükleri anıları yaramazlıkları içini ısıttı yeniden..
Doğum günü kutlamalarını anımsaya çalıştı biraz boşluk vardı oralarda anımsayamadı pek. Babasının ona sarıldığı anları hatırlamak istedi hatırlayamadı. Bir şey fark etti o anda, küçük yaşta yaslandığı dağın sadece kendisi olduğunu…..
Erken büyümek zorunda kalmıştı, erken olgunlaşmak, arızasız bir ergenlik geçirmek mecburiydi onun için.
Tüm bunları o tercih etmemişti ki ve hiçbiri onun suçu değildi…
Neyse! diye iç çekip devam etti hayali filmine… Hızlı yaşadığı gençlik dönemine geçmek istedi filmi ileri sardı ama aralarda kaçırdıkları yüzleşmek istemediği yarımlıkları aslında onu bütün yapacaktı..
Gece hayatı, alkol, gece gündüz kavramının yok olması belki de onun isyanıydı senelerce sürdü bu hayat yoruldu hırpalandı deli hatalar yaptı tehlikeye bulaştı sonra bıçak gibi kesildi hepsi..
Ruhu daha da uçmak isterken kafese koydu ve hayatın standartlarına, sisteme daha fazla karşı koyamadan yeni yoluna doğru ilerledi. Yol pürüzsüzdü alışık olmadığı kadar yolunda ve düzenli gidiyordu herşey, küçük yaşlarda bıraktığı iç huzuruna yeniden kavuşmuş gibiydi sonra bir gün aniden başı döndü ama mutluluktan değil, depresyondan! Hayatta her şeyin en dibine kadar girip sonuna kadar denemekten vazgeçmeyen biri olduğu için elbette depresyonunda iyice dibine vuracaktı. Kendi filminde kendisinin dipteki halini görünce içi burkuldu çünkü el uzatanları göremiyor, nefes alması için yapması gerekenleri yapamıyordu ölmeden ölmek gibi histi ve iyileşme yolu uzundu.. Bozulan kimya düzelir miydi?
“Mutlu anlara nereden gidiliyor” diye bağırdı kendi kendine…
Çocuğunu ilk gördüğü anı anımsadı birden pamuk gibi hafifledi o an. Birazda kendi çocuğunun çocukluk anılarına ilerlemek istedi özellikle içinde kendisinin olduğu.. Sıkıştırılmış dosya gibi aktı anılar o kadar dolu ki, mutluluktan ağlamaya başladı hayal ederken ve iyi ki dedi..
“İyi ki her anını dolu yaşamışım, çocuğum da bir gün benim gibi çocukluğunu izlemek istediğin de gözünden sadece mutluluk gözyaşı akacak olması şu hayatta yaşadığım her şeye değer” dedi.
Ruhunu da artık kafeste hissetmeyecek kadar yaşlanmıştı, kendini hiç hissetmediği kadar huzur dolu hissediyordu.