Sistematik ilerlemeyen her şeyi sorun zannederek yaşamak çok yorucu olmuştu bunu fark ettiğinde kendini törpülemesi de zaman alacaktı…
Bu uyanış çok sancılı oldu çünkü bildiğini sandığı tüm tabular yıkıldı, kendini bulmak için yalnızlığı ile tanıştı evet insanın gelişmesi için tek kalmaya ihtiyacı vardı tıpkı bir müzisyenin üretmek için stüdyoya kapanması bir sanatçının günlerini sadece atölyesinin içinde geçirmesi hazır olduğunda da insanlara sunması gibi.
Her şeyi kontrol etme takıntısı, ben olmazsam eksik yapacaklar düşüncesiyle kendini bir kapandan başka bir kapana sıkıştırmış yeterince yıpranmıştı zaten elini attığı her şeyde bu yüzden tüm yüküyle hep üzerine kalmıştı.
Değişim çok zordu ama yıpranan taraflarını kendinden başkası onaramaz ve kendinden başkası ona yardımcı olamazdı.
İnsan sadece kendi istediğinde taşları yerinden oynatabilir hatır gönül için kimse değişemezdi…
Kabuğundan sıyrılırken etrafından eksilenler ona en büyük iyiliği yapmışlardı gitmesi gerekenler gitmişti artık her şey daha netti.
Gökyüzün de hiç fark edemediklerini görüyor defalarca dinlediği müzikler de başka şeyler buluyordu.
İnsanların ne düşüneceğini hiç umursamıyor, kimseden ilgi övgü alkış beklemiyor ihtiyaç dahi duymuyordu. Nasıl böyle olabildiğine zaman zaman şaşırıyor ama eski halini hiç özlemiyordu.
Bu değişim ikili ilişkilerinde pek iyi sonuçlar vermese de sıkı kurduğu dostluklarının daha da güçlenmesini sağlamıştı çünkü en iyi dost haddini bilen, desteği esirgemeyen dosttu.
Her şeyi mükemmelleştirmeyi bıraktığından beri hayat o kadar yolunda gidiyordu ki, kuralcılık yerini tamamen evelallaha bırakmış ve tarifsiz bir iç huzura erişmişti.