Kadın o kadar âşıktı ki! Ne parmağında bir alyansa ne de farklı bir soyada ihtiyacı vardı.
Gözlerindeki ışıltıdan, birine kalpten gönülden bağlı olduğu anlaşılıyordu. Sanki dünyada bir o bir de âşık olduğu adam vardı. Yıllarca sürdü tutkusu, bağlılığı, gözlerindeki ışık…
Evlenmiş olmak değiştirmedi hiç duygularını o hep yoğun hislerle sevdi, sabahtan akşama göremediğinde özledi. Atkıyı, ona ait çantayı, bir gömleği sever mi insan? O kadın onları da sevdi…
Aşkına bakarken içi titredi, hiç tanımayan insanlar bile; “ne kadar âşık” dedi kadını görünce.
Adamda sevdi sevmesine ama yormadan üzmeden sevemedi, belki de çocukken ona sevgi farklı öğretilmişti…Kıskanmayı, sahiplenmeyi yeterli zannetti hep.
Kadının kendi duyguları o kadar derindi ki bazı şeylerle yüzleşmesi uzun yıllarını aldı.
Zekâsı hafife alınmayacak bir kadındı o fakat söz konusu aşkı olunca, hep kolay biri olmayı seçti.
Size bir sır vereyim mi? Kahkahaları ile ortalığı inleten kadınların gözlerine iyi bakın, ağır hayal kırıklıkları vardır onların.
İşte bu âşık kadında öyle gülerdi.
Yaşı ilerleyip hem ruhu hem duyguları biraz yorulduğunda görmeye başladı bir şeyleri…
Ne kadar yıpratıldığını, aşktan sevgiden sandığı şeylerin bir yanılgı olduğunu, konduramadığı ama hissettiği sadakatsizliklerin gerçek olduğunu, uzun süredir ruhen yalnız bırakıldığını fark etti.
Düşünmek için uzaklaşması gerektiğini düşündü. Uzaklaşıp denemek istedi o olmadan yaşayabiliyor muyum diye…
Düşündü, üzüldü, ağladı, uyudu, uyandı, makyajını yaptı, güldü yola devam etti, aylarca düşündü…
Geceler boyu akmış rimelleriyle uykuya daldı, bazen düşünmeden uyumak için alkol aldı.
Zor oldu ama artık gerçek anlamda yalnız yaşamanın kararını aldı.
Eski halinden çok farklıydı artık duyguları, aşktan kırıntılar elbette vardı ama en çok kendini sevmeyi öğreniyordu artık.
Yaşayan birinin üzerine toprak atmak zordur.
Ya ararsa!
Ya karşılaşırsam!
Ya kıyamazsam!
Kemirir durur yüreğini…
Tüm hayal kırıklıkları, iyi günler kötü günler hastalık sağlık hepsine her şeye, kattıklarına çaldıklarına teşekkür etti kadın.
Şimdi diplere dalma zamanıydı…
Diğer nadaslardan başkaydı bu, tek başına en dibi görme vakti gelmişti. Canın yanınca nereye sığınacağını bilemezsin ya, o yanlış yerlere sığınırım korkusuna daha da derinlere daldı…
Dedim ya zeki bir kadındı, biliyordu kendi çözmesi gerektiğini.
En dipte mercanlarla karşılaşmakta vardı, vurgun yemekte hatta ciğerin patlarcasına bağırmak ve duyuramamakta… Derinlerde öyle anlar yaşayacaktı ki, topladığı istiridyelerden inciler çıkacaktı. Fakat o, ancak yüzeye çıktığında fark edecekti incileri. Güneş’i yeniden hissettiğinde özgürlüğünü hatırlayacak dilediği gibi yaşayacaktı.
Kim bilir daha kaç kez âşık olacaktı…
Bu öyküdeki kadın, aslında birçok kadının yaşadıklarını anlatıyor. Ben bu kadını hem tanımıyorum hem de çok iyi tanıyorum.
Âşık kadınların melodilerine kulak verin notadan anlamıyorsanız öğrenin.
Çiçek bahçesi gibi kadınları, diken dolu kaktüslere çevirmeyin! Çevirdiyseniz de asla şikâyet etmeyin. Kırk yılda bir eser yaptım o da ellerime battı kanattı deyip beceriksizliğinizi kabullenin mesela!
Sevmeyi sürdüremeyecekseniz tek başınıza yaşayın ve yaşlanın lütfen.
Dostlar alışverişte görsün aşkları yaşamayın kadınlarla!
Fiziksel şiddet uygulamıyorsunuz diye rahata ermeyin, duygusal şiddet aklınızın almayacağı kadar acıtıyor kadınları.
İstisna olan hemcinslerinizi örnek alın misal!
Bu satırları okuyan kadınlar, kimseyi hiç kimseyi kendinize dağ yapmayın!
Pergel daima kendiniz olun, başkaları değil.
Ben bu öyküyü “kim bilir daha kaç kez âşık olacaktı” cümlesi ile bitirecektim ne oldu da bunlar döküldü bilemiyorum…
Yazarken hayal ettiğim kadın biraz ayılmış galiba…
-Neyse sakin ol! Geçti! Gitti o! Hadi yeniden aşka! Sonra yeniden derine!
__Dur, sessiz ol! en sevdiğim şarkı çalıyor…
Sen kimseyi sevemezsin
Sevmeyeceksin, sevmeyeceksin
Rüzgarların önünde
Kuru bir yaprak gibi
Sürüklenecek, sürükleneceksin
Şefkat nedir, aşk nedir?
Ömrünce bunu bilmeyeceksin
Ah bilmeyeceksin………………………
-Bıraak! Senden giden kimi severse sevsin! O artık senin eskin! Sen aynadakine bak!
En çok orada gördüğüne sahip çık! Hem derinlerden geliyorsun artık, incilerin var senin unutma!