-Nasılsın? — ….. -Hadi ama artık konuşalım çok ihmal ettim seni. — İyi değilim desem çözebilecek misin? Yoksa üstünü mü örteceksin yine? -Haklısın, sorunları görmezden gelip biriktirdim halı altına toz gizlemek gibi oldu hep. — Sürekli neşe saçmak zorunda mıydın? -Değildim iyi bir yöntem zannettim sadece. — Kötü bir yöntem her şeyin aşırısının yorduğu gibi…
Yazar: user
Mükemmelsizlik
Sistematik ilerlemeyen her şeyi sorun zannederek yaşamak çok yorucu olmuştu bunu fark ettiğinde kendini törpülemesi de zaman alacaktı… Bu uyanış çok sancılı oldu çünkü bildiğini sandığı tüm tabular yıkıldı, kendini bulmak için yalnızlığı ile tanıştı evet insanın gelişmesi için tek kalmaya ihtiyacı vardı tıpkı bir müzisyenin üretmek için stüdyoya kapanması bir sanatçının günlerini sadece atölyesinin…
İyiyim
Kalabalık bir arkadaş grubu toplanmış keyif yapıp rahatça sohbet edebilecekleri bir mekân bulmuşlardı. İçlerinden biri oturdukları gibi dert anlatmaya başlamıştı belli ki fazla dolmuş anlatıp rahatlamak belki ağlamak belki kahkahalarla gülmek ve sadece rahatlamak istiyordu hatta sorgusuz sualsiz ön yargısız onu dinlesinler istiyordu.Fakat bu pek mümkün olmadı…Karşı taraftan biri “ah oda bir şey mi” diye…
Kokoreç
“Yarım deyince aklıma sadece yarım kokoreç geliyor” dedi…Hiç gam keder görmemiş gibi bir de kahkaha attı. Oysa ki ben biliyordum, daha toyken kurduğu hayallerin güvendiği inandığı şeylerin bir gece de yok olduğunu…Acısını benzettiği yarım kokoreçin ekmeği boğazında düğüm olmuştu yutamamıştı uzun yıllarmış gibi yapmıştı, gülmüştü, ötelemişti, tekrar tekrar denemişti… Sular durulduğunda daha başka bakmayı öğrenmişti…
Olduramadım
Bahaneler ile dolu biriydi, her şey sorun herkes yanlış ve hayat bir tek ona hep terslikler çıkartıyordu… Hırçınlık karakterine öyle bir kazınmıştı ki iyi biri olduğunu bile arada hatırlıyordu.Hayat ile kavgası bitmedikçe iyice sarpa sarıyordu her şey ama o bunu normal hayatın akışı zannedip yola devam ediyordu… Aynalara sadece bakımlı görünmek için bakıyordu. Travmalı bir…
Merhaba Hüzün!
Seni iyi ağırlıyorum galiba son yıllarda sık gelmeye başladın bu hatırşinas tavrından hoşnut değilim… Neyse ki seninle nasıl başa çıkacağımı öğrendim fakat şunu da düşünüyorum, mutluluk koşulsuz kabul görüyorken acıyı hüznü niye yok etmeye, savaşmaya bastırmaya çalışırız? Her yerde kahkaha atabiliyorken ağlamak için sessizliği karanlığı geceleri niye bekleriz? Acıdan hızlıca kurtulmaya çalışmak neden? Canı yanan…
Oturmayan taşlar
Zorluklarla geçen bir çocukluk dönemi hangi duyguyu nasıl yaşayacağını bilememesi tek başına büyümek zorunda olması hiçbiri onun tercihi değildi… Kafasında oturtamadığı ve birçoğunun farkında bile olmadığı duygularla zaman akıyor ve büyüyordu, arkadaşları tarafından sık sık huysuz mızıkçı olmakla suçlanıyor ama bunu bile dert etmiyordu. Rahatlıkla yalan konuşuyor yalanlarına kendi inanıp gerçekten yaşamış gibi çevresine anlatıyordu.Ruhunda…
Bir İstanbul Beyefendisi
Bu saatte uyanma sebebim dedemin kravat iğneleri oldu… Niye ve nereden çıktı hiç̧ fikrim yok. Küçükken dedem de en ilgimi çeken ayrıntılardan biriydi kravat iğnesi, koleksiyonu vardı baya. Neredeyse her gün gittiği Eminönü’ne bile kravat iğnesiz gitmezdi, giderken bizim eve mutlaka uğrar ben İstanbul’a iniyorum bir şey istiyor musunuz derdi, dedem Eminönü’ne Istanbul derdi benimse…
Ruh kafesi
Çocukluğunda hatırlayabildiği kadar geriye gitmek hafızasını sonuna kadar zorlamak istiyordu.Mutluluğa dair bir kırıntı bile anımsamak ona çok iyi gelecekti, ailesinin bir arada olduğu anları hatırlamak için çok zorlaması gerektiğini bilse de yine de istiyordu. Geçmişe dönmenin bedelini sonuna kadar göze alıp başlamıştı kendi hayali filmini izlemeye…Çocuk dünyasında ki umursamazlık, masumiyet, hiç yorulmamak ona ne kadar…
Yarım
Bazı hisler vardır, birine dışarıdan bakınca yaradılışı öyle deriz genelde… Küçük bir çocuk düşünün sıcak huzurlu bir aile de büyüyor aynı zamanda aile kurallı ve otoriter fakat çocuklarını çok seviyorlar aile sıcaklığını güven hissini daima hissediyor ama yarım olan bir şeyler sürekli içinde beynini kemiriyor.Çocuk bazı kurallarla o kadar bastırılıyor ki özgürlüğün ne olduğunu çok…